23 Aralık 2019 Pazartesi

Kışın Cilt Bakımı

Kışın Cilt Bakımı
Hem sağlığımızı hem de güzelliğimizi ortaya koyan, dış ortam ile vücudumuz arasında bariyer görevinde ki deri, mevsimsel değişiklerden direkt olarak etkilenmektedir. Zorlu kış koşulları çerçevesinde, ısının düşmesi, soğuk ve rüzgarlı hava, derinin yeterince nemlenmesini engellenmektedir. İç mekandaysa ısıtma sistemlerinin ortamın nemini azaltması, kalın yorgan veya elektrikli battaniye kullanmak ve pencereleri sıkı sıkıya kapalı tutmak deriyi susuz bırakmaktadır. Bende bu yazımda kışın uygulanacak cilt bakım uygulamalarına değindim.

Kış Mevsiminin Cilde Etkisi


Rüzgarlı ve soğuk havalarda, cildimizde bulunan nemi cildimizden uzaklaştırabilir, cildimizin nem tutma kapasitesini düşürmektedir. Aynı zamanda cilt yüzeyinde kurumalara, çatlaklara, kabuklanmalara yol açabilmektedir. Hatta bazılarında kuruluk egzaması görülebilmektedir. Oysa bedenimizin dörtte üçü sudan oluşmaktadır. Vücudumuzda ki su oranı suya ne kadar ihtiyacımız olduğunu anlatmak noktasında yeterlidir diye düşünmekteyim. Kuru üzüm ile yaş üzüm arasındaki fark bu noktaya iyi bir örnek olacaktır. Aralarında bulunan en büyük fark, birinin suyunun çekilmiş olma halidir. Fark ediyoruz ki; kış aylarında nemlendirmeye yaz mevsiminde daha çok ihtiyaç duyulur. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, cildin yağlanmasını önlemektedir. Uygun olmayan bir nemlendirme ürünü veya gerçekleştirilen işlem cilt yüzeyimizde bulunan gözenekleri tıkar, siyah nokta, akne, hatta lekelenmelere yol açabilir.

Yazın Oluşan Lekelerden Kışın Kurtulun


Sivilce izleri, hamilelik veya güneş lekeleri gibi problemleri gidermek için cilde peeling uygulanabilir. Ciltte uygulanan leke ve yağ izlerini yok etmek için öncelikle cilde organik veya kimyasal asit uygulanarak nötralize edilmektedir. Soyma uygulaması meyve asitleri ile gerçekleştirilebilir. Meyve asitleri kullanılarak gerçekleştirilen cilt soyma işlemi 20-30 dakika sürebilir. Roller uygulamasıyla meyve asitlerinin derinin alt tabakasına nüfuz etmesi sağlanarak cilt soyma işlemi gerçekleştirilmektedir. Bu sayede deri yüzeyinde bulunan hasarlı tabaka canlandırılmaktadır. Başlangıçta haftada bir gerçekleştirilen bu yöntemin sıklığı azaltılarak ayda bire düşürülmektedir. Daha derin lekelerde kimyasal peeling uygulanarak derinin soyulması ve renginin açılması sağlanmaktadır. Son yılların en popüler uygulaması olan spot peeling uygulamasıyla ise tek seansta daha hızlı sonuçlar elde edilmektedir. Bu yöntemler yalnızca cilt lekeleri ve yara izlerinde değil aynı zamanda cilt yaşlanması yani anti-aging tedavisinde de uygulanmaktadır.

Kışın Kırılan Tırnaklar


Kuruyan ciltle beraber kuruyan tırnaklarda da ince dikey çizgiler, tırnak uçlarında kat kat ayrışma ve kırılmalar en sık rastlanan problemlerdendir. Tırnak bakımı tıpkı deri gibi nemlendirme ile başlamaktadır. Akşamları yatmadan evvel lanolinli bir nemlendirici tırnak çevresine hafifçe masaj uygulanabilmektedir. Şeffaf dokulu kalsiyum barındıran tırnak cilaları, tırnak üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak tırnağı zararlı çevresel faktörlere karşı koruyabilir. Tırnak sağlığı için beslenmeye de dikkat etmek gerekebilir. Bu dönemde havuç, pazı gibi sebzeler ve balık, biotinden zengin gıdalar olduklarından kış sofralarından eksik edilmemesi gerekiyor.

Çatlayan Dudaklara Çözüm


Kış mevsimi gelirken cebinizde-çantanızda kolay taşıyabileceğiniz bir dudak nemlendiricisi oldukça işinize yarayacaktır. Bal mumu veya lanolin barındıranlar tercih edilebilmektedir. Lanolin dudakları yumuşatır, deriden su kaybını önler ve cildin nemli kalmasını sağlamaktadır. Nemlendiriciyi kalın bir tabaka halinde uygulayın ve gün boyunca sık sık tekrar edebilirsiniz. Sert rüzgarlar kuruyan dudaklar üzerinde çatlamalara ve kalın kabuklara yol açtığında yumuşak bir diş fırçası veya ucu ıslatılmış bir kulak temizleme çubuğu yardımıyla, dudak üzerinde bulunan fazla kabukları nazikçe temizleyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder